TÜRKİYE CANIM FEDA


     MUKADDİME
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     BİRAZ TEBESSÜM
     ÖDEV BANKASI
     EĞİTİM DOSYALARI
     5.sınıf zümre
     Toplam Kalite
     Sınıf Yönetimi
     Kitap Okumanın Önemi
     BİLİYORMUSUNUZ
     Sevgi Programı
     İnternet Aşkı
     Garip Yasaklar
     Bilgisayar Acemisi
     Mırra
     ÖNEMLi GÜNLER
     Atatürk Haftas1
     Anneler Günü
     Cumhuriyet Bayram1
     Çanakkale Zaferi
     19 May1s
     ilköretim Haftas1
     istanbul'un Fethi
     Kütüphane Haftas1
     Ögretmenler Günü
     Zafer Bayram1
     KPSS GENEL KÜLTÜR
     Anayasa Hukuku özet
     100 Soruda İdari Hukuk
     100 Soruda Anayasa
     Anayasada 30 Kaide
     Anayasada 50 Kaide
     Genel Türk Tarihi
     islamiyet Öncesi / Osmanlı Devleti
     Osmanlı Tarihinde İlkler
     Dünya Tarihinde İlkler
     Türklerde Kültür ve Medeniyet
     KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ
     Bilgiyi işleme kuramı
     Tolman işaret öğrenme
     Sosyal öğrenme kuramı
     Rehberlik Nedir
     Rehberlik Türleri
     Bireyi Tanıma Teknikleri
     REhberliğin Diğer Hizmetleri
     Rehberlik Örgütlenmesi
     Program Geliştirme Temel Kavramlar
     Program Tasarım Yaklaşımları
     Program Öğelerinden Hedef
     Program Öğelerinden İçerik
     Program Öğelerinden Eğitim Durumları
     Program Geliştirme Çalışmaları
     Program Öğelerinden Değerlendirme
     rogram Geliştirmede Planlar
     MEB'in Yapısı
     Eğitimde Ölçme
     Eğitimde Değerlendirme
     Ölçme Araçlarında Bulunması Gerekenler
     Ölçme de Değerlendirme Yaklaşımları
     Eğitimde Kullanılan Ölçme Araçları
     Ölçmede Test ve Madde İstatistikleri
     Öğretim Stratejileri
     Tam Öğrenme Modeli
     İşbirlikçi (kubakış) Öğrenme
     Çoklu Zeka Kuramı
     Yapısalcı Öğrenme Kuramı
     Yaratıcı ve Yansıtısı Düşünce
     Türk Milli Wğitimin Temel İlkeleri
     Eğitim Durumunun Özellikleri
     Öğretim Yöntemleri
     Öğretim Teknikleri



Geçmişten Geleceğe Bir köprüdür - Eğitim Durumunun Özellikleri


EĞİTİM DURMUNUN (ÖĞRENME YAŞANTILARININ) ÖZELLİKLERİ   (ÖĞRETİM İLKELERİ)

    Öğretim ilkeleri, hedeflere göre seçilen içeriğin düzenlenmesinde ve bu içeriğin öğrenme-öğretme sürecinde / eğitim durumlarında öğretim etkinlikleri aracılığı ile öğretmen tarafından sunulmasında ve değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekir.

SORU: Öğrenci düzeyine uygunluk ilkesinin sınıf içinde etkili bir biçimde uygulanması için aşağıdakilerden hangisine öncelik verilmelidir?

 

A)    Öğretmenin öğretim sürecinin dışında kalması,

B)     İçeriğin açık, net ve anlaşılır bir biçimde sunulması,

C)     Öğrencilerin hazır bulunuşluk durumunun dikkate alınması,   ( 2003 KPSS)

D)    Öğrenciler arası etkileşimin artması,

E)     Grupla çalışma tekniklerini uygulanması. 

1- Öğrenciye / Çocuğa Görelik (Düzeye Uygunluk) İlkesi :       Öğretimde, öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarının, psikolojik ve fizyolojik özelliklerinin ve düzeyinin dikkate alınmasıdır.  Öğrenciye görelik ilkesinde psikoloji biliminin önemli katkısı vardır. Bu ilke “çocuğa uygunluk (düzeye uygunluk)” veya “ bireyselleştirme” olarak da açıklanabilir.

Eğitimde yeni anlayışlar dikkate alındığında öğrencinin etkin katılımı, kalıcı öğrenmeler gerçekleştirdiği için önemlidir. Düzeye uygunluk ilkesi, bir yaş grubundaki öğrencilerin aynı gelişim seviyesinde bulunacakları, benzer ruhsal özellikler gösterecekleri varsayımına dayanır.  Bu ilkenin mükemmel işleyebilmesi için, aynı yaş grubundaki öğrencilerin bilgi ve beceri düzeylerinin de birbirine eşit olması beklenir.

 

Öğrenciler aynı yaş grubunda da olsalar, ortak bazı özellikler taşısalar da her öğrencinin yeteneklerinin, zekalarının, ilgi ve eğilimlerinin, çalışma istek ve gayretlerinin farklı olduğu varsayımıyla öğretimin bireyselleştirilmesi de bu ilke kapsamında değerlendirilmelidir. Öğretimde bireysel farklılıklar dikkate alınır ve her öğrencinin bireysel öğrenme hızı ( Skinner’in Programlı Öğrenme Modeli) göz önünde tutulursa  öğretim zenginleştirilmiş ve her öğrenci kendi zeka, yetenek, ilgi ve çalışma temposuna göre ilerlemiş olur.

            2- Aktivite (Etkin Katılım )  İlkesi:    Bir öğrenci ne kadar çok duyu organı ile öğrenme-öğretme sürecine katılırsa öğrenmeler o kadar etkili ve kalıcı olur. Bu nedenle en kalıcı öğrenmeler, yaparak yaşayarak öğrenme yoluyla gerçekleşir.

            Anlatırsan, unutabilirim;  /  Gösterirsen anımsayabilirim;

            Beni işin içine katarsan asla unutmam   /  Öğrenirim (Kızılderili atasözü)

            Öğrencinin katılımı ile hazırlanan ve uygulanan öğretim etkinlikleri öğrencinin ilgisini daha fazla çekebileceği gibi öğrenmelerin etkililiğini de arttırır.  Bloom (Tam Öğrenme) ve Skinner (Programlı Öğrenme) gibi eğitimcilerin ortaya attığı öğrenme-öğretme yaklaşımlarında öğretim sürecinin kalitesi ve uygun koşulların sağlanması noktasında etkin katılımı önemli görmüşlerdir .

           

            Verilen bilgiyi depolayan öğrenci anlayışı, yerini araştıran, sorgulayan, inceleyen, bağlantılar kuran, sonuç ve genellemelere varan, görüşlerini ifade eden öğrenci anlayışı hakimdir. Bu anlayış etkin katılım ilkesinin dikkate alınması ve uygulanması ile gerçekleştirilebilir.

 

            3- Yaşama Yakınlık İlkesi:              İçerikte ve öğrenme-öğretme sürecinde öğrenciye verilen bilgiler öğrencinin günlük yaşamında kullanabileceği ve yararlanabileceği türden olmalıdır. Kullanılabilir bilginin öğrenciye verilmesi hem yaşama yakınlık hem de yansıtıcı düşünceyle doğrudan ilgilidir.

 

 

            SORU : Sınıfta matematik problemlerini çözmede başarılı olan bir öğrenci bakkaldan yaptığı alışverişlerde para üstünü hesaplamada güçlük çekmektedir.

 

            Aşağıdakilerden hangisi bu öğrencinin durumunu  en iyi  açıklamaktadır?

A)    Sınıfta edinilen bilgilerin günlük yaşama taşınmaması   (2006 KPSS)

B)     Sınıf-içi etkinliklerin öğrencinin düzeyine uygun olmaması

C)     Öğrencinin sayısal becerilerinin yetersiz olması

D)    Sınıf-içi etkinliklerde öğrenci farklılıklarının dikkate alınmaması

E)     Sınıf ortamının öğrenmeyi destekleyici bir şekilde düzenlenmemesi

 

            Öğretim yaşamdan kopuk olmamalıdır; yaşama yakın, yaşamdaki gerçeklerle ilgili, öğrencinin yaşamla bağlantısını koparmayan, yakın çevresiyle ilgili bir öğrenme yaşantısı sunmalıdır. John DEWEY’e göre, eğitim yaşama hazırlıktan öte yaşamın bizzat kendisidir.

 

            4- Somuttan Soyuta İlkesi :   Bireyde zihinsel gelişim somuttan soyuta doğru olmaktadır. Birey, somut olarak gördüğü  ve dokunabildiklerini daha kolay öğrenir. Bu nedenle, öğrenci ders konusu olan eşya  ve nesnelerle doğrudan karşı karşıya getirilmeli; bu mümkün olmadığında o nesne veya olayın modeli, fotoğrafı veya başka bir simgesi gösterilerek araç-gereçlerden etkili olarak yararlanılmalıdır.

 

            Özellikle ilköğretim düzeyinde yanı Piaget’e göre somut işlemler döneminde olan öğrencilere, gözüyle görüp eliyle tuttuğu gerçek eşyalar daha anlamlı gelir. Bu somutlaştırma işlemi, araç-gereçlerden yararlanılarak olabileceği gibi öğrencinin soyut konuları ve kavramları somutlaştırmasını sağlayacak olan çarpıcı örneklerle de gerçekleştirilebilir. Görsel-işitsel araçlar ve özellikle bilgisayar teknolojilerindeki son gelişmeler ( bilgisayar destekli öğretim, elektronik öğrenme), bu ilkenin, her öğretim kademesinde uygulanmasını kolaylaştırmıştır.

 

            5- Bilinenden Bilinmeyene İlkesi : İçerik hazırlarken, öğrenme-öğretme süreci düzenlenirken ve uygulanırken, öğrencinin daha önceki bilgi ve tecrübelerinin dikkate alınması, yeni bilgi ve tecrübelerin bunlar üzerine kurulması öğrenmeyi kolaylaştıracaktır. Ausubel (Anlamlı Öğrenme), yeni bilgiler eski bilgi sistemleri içerisine yerleştirilerek öğrenilebileceğini, böylelikle bilginin anlamlandırılmasına ve yapılandırılmasına olanak tanınması gerektiğini savunmuştur. Yeni bilgileri eski bilgilerle karşılaştırarak, eski bilgilerle ilişkiler kurarak, eskileri doğrulayarak öğrenmek, öğrenmenin kalıcılığını sağlayacaktır.

 

            6- Yakından Uzağa İlkesi :   İçerik hazırlarken, öğrenme-öğretme süreci düzenlenirken  ve uygulanırken, öğretilecek bilgiler düzenlenirken, örnekler verilirken, hem doğal hem de sosyal olarak öğrencinin en yakın çevresinden hareket edilmelidir. Bu yakınlık, hem yer, hem yaşayış, hem de zaman açısından dikkate alınmalıdır. Yakından uzağa ilkesi bu nedenle yakın zamandan uzağa, yakın çevreden uzağa ilkesi olarak da bilinir. Çevreye görelik ve topluma görelik de bu ilkenin uygulanmasıyla gerçekleşir ve öğrenmenin etkililiği artar.

            SORU : “Çevremizi tanıyalım” konusunda sırasıyla “Bölgemiz, İlimiz, Yurdumuz, İlçemiz” ile ilgili çalışmalar yaptıran bir öğretmen, bu dersin içeriğinin düzenlenmesinde hangi ilkeye  aykırı  davranmıştır?

 

            A) Somuttan soyuta

            B) Basitten karmaşığa

            C) Günümüzden geçmişe

            D) Bütünden parçaya

            E) Yakından uzağa    (2006 KPSS)

 

7- Ekonomiklik İlkesi :  “Bir taşla iki kuş vurmak”. Öğretim içeriğinin ve etkinliklerinin düzenlenmesinde zaman, emek ve enerjiden tasarruf sağlayarak yüksek verim elde etmeyi planlamak ekonomiklik ilkesi ile ilgilidir. Ekonomiklik ilkesinin etkili olarak gerçekleştirilmesi ise planlı ve programlı çalışma ile mümkün olacaktır. Öğretmenlerin kazandırmak istediği davranışların öğrencide görülmesi için en uygun öğretim yolunu uygun zaman ve ortamda gerçekleştirmek için uğraş vermeleri ekonomiklik ilkesi ile açıklanabilir.

 

Örnek. Eğitimde Program Geliştirme dersi öğreticisinin programların aşamalı sınıflaması konusuna ilişkin bilgileri öğrencilerinin kazanması için verdiği öğretmen yetiştirme programlarına ve niteliklerine ilişkin kavramlar  bilgisini de kazandırması ekonomiklik ilkesi ile açıklanır.

 

            8- Açıklık İlkesi : Öğretmenin iletişim sürecinde kullandığı dil, öğretim hedefleri, içerik ve kitaplar, değerlendirme soruları, açık-seçik, anlaşılır ve anlamlı olmalıdır. Öğrenmeyi kolaylaştırıcı olarak  kullanılan materyaller yapılan deneyler gibi içeriğin açıklıkla anlaşılmasını sağlayan etkinlikler açıklık ilkesinin uygulanması olarak değerlendirilebilir. Konular ve kullanılan strateji, yöntem ve teknikler, ne kadar çok duyu organına hitap ederse öğretimde açıklık ta o denli artar.

 

            9- Bütünlük İlkesi : Kerschensteiner, çocuğun bir bütün olarak ele alınarak değerlendirilmesi gerektiğini savunur. Birey, bedensel ve düşünce, duygu, irade gibi içsel yönleri bakımından bir bütün olarak ele alınmalı ve öğretimde her yönüyle düşünülmelidir. Bireyin bedeni ile içsel faktörleri birbirinden bağımsız değildir. Bu ilke sadece bireyin bütünlüğünü değil bilgilerin bütünlüğünü de savunur.

 

            Tyler psikolojinin özellikle Bilişsel Kuramcıların program geliştirmeye ve öğretime etkilerinden birini de bütünleşme olarak açıklar. Bütünlük ilkesi, bilgilerin birbirine bağlı ve birbirini tamamlar nitelikte sunulması demektir.  Bu ilkeye dayalı olarak Bruner sarmal programlama üzerinde durmuştur. Özellikle ilköğretimin 1. kademesinde, öğrencilerin dersleri ayrı ayrı disiplinler olarak kavraması ve öğrenmesi güçtür. O nedenle de dersler / disiplinler arası ilişkilere dayalı geniş alanlı tasarımların benimsenmesinin altında da bütünlük ilkesi yatar. Ortak özellikleri olan Fizik, Kimya ve Biyolajinin Fen Bilgisi dersi olarak, Tarih, Coğrafyanın Sosyal Bilgiler dersi olarak tasarlanması bütünlük ilkesinin dikkate alınmasıdır.

 

            10- Sosyallik (Otoriteye İtaat ve Özgürlük) İlkesi :  Bireyin sosyalleşmesini sağlamak eğitimin önemli amaçlarından biridir. Bu sosyalleşme sürecinde kurallara uymayı öğrenme de vardır. Bu otoriteye itaat olarak da açıklanabilir. Birey bu kurallara uyarken, bireye, kendi kararını verebilme, kendi kendini yönetme, kritik durumlarda özgür kalabilme, hür kararlar verebilme mutluluğu ve sorumluluğunu da kazandırmak öğretmenin ve okulun görevidir. Çağdaş yönelimler daha çok sosyalleşmenin bu ikinci boyutu, yani özgürlük üzerinde durmaktadır.  Öğretmen bu ilkeyi uygularken  öğrencinin kendini ifade edebileceği, işbirliği içinde çalışabileceği sınıf ortamını hazırlamalı ve buna uygun strateji, yöntem ve teknikleri kullanmalıdır.

11-Bilgi ve Becerilerin Güvence Altına Alınması:  Öğretimde bireyin ilgi ve ihtiyaçları, toplumun çıkarları ve ihtiyaçları kadar bilginin yani konunun ihtiyaçları da önemlidir. Değişmeyen evrensel bilginin öğretimi bilgi ve becerinin güvence altına alınması ile açıklanabilir. 

 

            Birey kullansın kullanmasın öğretilmesi gereken bilginin yani gerçek bilginin birey tarafından bilinmesi gerektiği bu ilke ile açıklanmaktadır. 21. yy’da bilginin işlevindeki değişme ve gelişmeler bu ilkenin öneminin azalmasına neden olmuştur. Artık bilgiyi depolamak ve aktarmaktan daha önemli görülen olgu, bilgiye ulaşmak olarak görülmektedir. Bu ilkenin öğretimde kullanılması çağdaş anlayışla gerekli tekrarların yapılması olarak ortaya çıkmaktadır. Öğretimde tekrar, öğrenmeyi kalıcı hale getirir ve unutmayı önler.

ÖZETLE:  Öğretim yaşantılarının seçimi ve düzenlenmesi sıralanan bu öğretim ilkelerine göre gerçekleşmelidir. Özellikle öğrencinin düzeyi ve bireysel farklılıklar dikkate alınmalı yani hazırbulunuşluk düzeyine göre etkinlikler düzenlenmelidir. Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyi dikkate alınırken öncelikle önkoşul öğrenmeleri belirlenmeli ve sağlanmalıdır. Eğitimde yeni yaklaşımlar ve yönelimler öğrenme-öğretme sürecinde aşağıdaki noktaları zorunlu kılmaktadır:

 

            -Öğrencinin etkin katılımı sağlanmalı,      -Öğrenmeyi öğrenme sağlanmalı,  - Eleştirel, analitik, yansıtıcı, yaratıcı düşünme gibi üst düzey düşünme becerisi kazandırılmalı,     - Problem çözme becerisi kazandırılmalı,  - Güdüleme (öğrenmeye isteklilik) arttırılmalı,     -Araştırma becerisi ve sorumluluğu kazandırılmalı,   -Etkinlikler öğrencilerle birlikte planlanmalı.  

 

 

Eğitim Durumları (Öğrenme Yaşantıları)  Düzeneği Oluşturmada Öğretim İlkelerinin Önemi

DEĞİŞEN YENİ  İLKÖĞRETİM PROGRAMIN ÖZELLİKLERİ,

2004-2005 Eğitim öğretim yılında 1,2,3,4, ve 5. sınıf ile 2006-2007 Eğitim öğretim yılında değiştirilen 6. sınıf programlarda;

 

- katı davranışçı programdan, yapılandırmacı bir yaklaşıma geçildiği

- sadece eğitim değil, öğretim de vurgulandığı,

- Yeni programın 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitime uygulandığı, 

            - Program çalışma sırasında AB standartlarına dikkat edildiği,

 

AYRICA; Bu programda çocuklarda eksik olduğu belirtilen ; eleştirel düşünme, problem çözme, bilimsel araştırma, yaratıcı düşünme, girişimcilik, iletişim, bilgi teknolojilerini kullanma, Türkçe’yi güzel kullanma becerileri’nin düzeltilmesi hedeflenmiştir.

 

            -Öğrenciyi merkeze almakta ve öğrenmeyi öğrenmeye önem vermekte

            -İlerlemecilik eğitim felsefesine dayanmaktadır.

            -Öğrencilerin bireysel farklılıkları ve gelişimi önemli görülmekte,

            -Eğitimin bireyin ilgilerine göre olması gerektiği savunulmakta

            - Öğretimde problem çözmeye, eleştirel düşünmeye ve girişimciliğe önem verilmekte,

            -Eğitimi ve okulu yaşama hazırlık yerine yaşamın kendisi olarak kabul etmekte,

            -Öğretmenin görevi öğrenciye rehberlik etmek

            -Yapılandırmacı ve işbirliğine dayalı öğrenmeyi temel almakta.

            - Öğrencinin düşünmesini, yorumlamasını, kendini ifade etmesini ve araştırma yapması gerekmekte

            -Teknoloji ve bilgisayar kullanımını özendirmekte.

            -Etkin öğrenme ve bunlara bağlı kavramlar arasında bağ kurulduğu, yerli yerinde tekrarın yapıldığı, sarmal içerikli düzenleme yaklaşımına önem vermekte.

 

ÖĞRETİM YÖNTEMLERİ VE TEKNİKLERİ  

Yöntem, hedefe ulaşmak ve bir konuyu öğretmek için izlenen en kısa yol  ya da hedefe ulaşmak için ve bir konuyu öğretmek için seçilen düzenli yoldur.

 

            Öğretmende bulunması gereken niteliklerden birisi de öğretim yöntemlerini etkili olarak kullanabilmesidir. Öğretmen öğrenme-öğretme sürecinde farklı yöntemlere yer vermelidir. Öğretmen tüm öğrencilere, tüm konuların aktarılmasında ve farklı düzeylerdeki tüm hedeflere ulaşmada tek bir yöntemle başarılı olamaz.  Öğretmenin farklı yöntemleri kullanmasını gerektiren nedenler

 (a) Öğrenci,    

(b)  Konu ,  

(c)  Hedef ‘tir. 

 

Öğretmen en uygun öğretim yolu ile hedefe ulaşması gerekir. Her öğrencinin aynı yöntemle öğrenmesi mümkün olmadığı gibi, her yöntem her öğrencinin ilgisini eşit düzeyde çekmeyebilir. Böyle bir durumda öğretmen, farklı strateji, yöntem ve tekniklerden yararlanmalıdır. Bir öğretim yöntemi, belirlenen bütün hedeflere ulaşmayı sağlamada yeterli olamaz. Farklı düzeylerdeki hedef davranışların öğrenciye kazandırılması için farklı öğretim yolları uygundur. Bir derste uygulanacak öğretim strateji ve yöntemlerine karar verirken, dersin hedefleri ile birlikte her birinin öğretim yolunun kullanıldığı durumlar, özellikle, yararları ve sınırlılıkları dikkate alınmalıdır. 

 

Öğretim Yöntem ve Tekniklerinin Seçilmesini Etkileyen Faktörler

1-      Yöntem ve teknik seçimini etkileyen en önemli etken ulaşılacak hedef ve davranışlardır,

2-  Öğrencilerin ihtiyaçlarına ve gelişim özelliklerine uygunluk,

2-     Öğrenilecek konunun özellikleri,

3-     Öğrenme konularını (içeriği ) en iyi aktarabilecek nitelikte olmalıdır,

4-     Öğretmenin öğretim yöntemlerine yakınlığı

5-     Öğrencilerin farklı öğretim stratejilerine uygunluğu,

6-     Süre ve maliyet yönünden uygun olmalıdır,

7-     Okulun sahip olduğu olanak ve kaynaklarla uygulanabilir olmalıdır,

8-     Sınıftaki etkili öğretimi sağlamalı, öğrencinin ilgi ve dikkatini yüksek tutmalıdır,

9-     Öğrencilerin hazır bulunuşluk düzeyine uygun olmalıdır,

10- Öğrenci sayısı ve dersliğin 


www.dostyurdu.com

Hadis-i Şerif
Sitene Ekle
Esma-ul Husna
sitene ekle

Google Pagerank Checker
www.HalilAlpaslan.COM



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol