TÜRKİYE CANIM FEDA


     MUKADDİME
     => Tarih Anlayışı
     => Umran İlmi
     => Asabiyet Teorisi
     ZİYARETÇİ DEFTERİ
     BİRAZ TEBESSÜM
     ÖDEV BANKASI
     EĞİTİM DOSYALARI
     5.sınıf zümre
     Toplam Kalite
     Sınıf Yönetimi
     Kitap Okumanın Önemi
     BİLİYORMUSUNUZ
     Sevgi Programı
     İnternet Aşkı
     Garip Yasaklar
     Bilgisayar Acemisi
     Mırra
     ÖNEMLi GÜNLER
     Atatürk Haftas1
     Anneler Günü
     Cumhuriyet Bayram1
     Çanakkale Zaferi
     19 May1s
     ilköretim Haftas1
     istanbul'un Fethi
     Kütüphane Haftas1
     Ögretmenler Günü
     Zafer Bayram1
     KPSS GENEL KÜLTÜR
     Anayasa Hukuku özet
     100 Soruda İdari Hukuk
     100 Soruda Anayasa
     Anayasada 30 Kaide
     Anayasada 50 Kaide
     Genel Türk Tarihi
     islamiyet Öncesi / Osmanlı Devleti
     Osmanlı Tarihinde İlkler
     Dünya Tarihinde İlkler
     Türklerde Kültür ve Medeniyet
     KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ
     Bilgiyi işleme kuramı
     Tolman işaret öğrenme
     Sosyal öğrenme kuramı
     Rehberlik Nedir
     Rehberlik Türleri
     Bireyi Tanıma Teknikleri
     REhberliğin Diğer Hizmetleri
     Rehberlik Örgütlenmesi
     Program Geliştirme Temel Kavramlar
     Program Tasarım Yaklaşımları
     Program Öğelerinden Hedef
     Program Öğelerinden İçerik
     Program Öğelerinden Eğitim Durumları
     Program Geliştirme Çalışmaları
     Program Öğelerinden Değerlendirme
     rogram Geliştirmede Planlar
     MEB'in Yapısı
     Eğitimde Ölçme
     Eğitimde Değerlendirme
     Ölçme Araçlarında Bulunması Gerekenler
     Ölçme de Değerlendirme Yaklaşımları
     Eğitimde Kullanılan Ölçme Araçları
     Ölçmede Test ve Madde İstatistikleri
     Öğretim Stratejileri
     Tam Öğrenme Modeli
     İşbirlikçi (kubakış) Öğrenme
     Çoklu Zeka Kuramı
     Yapısalcı Öğrenme Kuramı
     Yaratıcı ve Yansıtısı Düşünce
     Türk Milli Wğitimin Temel İlkeleri
     Eğitim Durumunun Özellikleri
     Öğretim Yöntemleri
     Öğretim Teknikleri



Geçmişten Geleceğe Bir köprüdür - Umran İlmi


UMRAN İLMİ

"Tarih telakkisinin mahiyeti İbn Haldun'u tabii olarak "Umran" fikrine sevk etmektedir. Bugünkü istilahlarımıza göre medeniyetin tam kendisini ifade eden, Alman sosyolojisi istilahları göz önüne alındığı takdirde aynı zamanda "kültür, hars" manasını da şümulü dairesine alabilecek olan bu umran fikri, Arap müverrihini on dokuzuncu asrın sosyologları nazarında orijinal gösteren belli başlı düşüncelerden berini teşkil eder."

İbn Haldun tarihten hareketle umran ilmine varmıştır. Cemil Meriç'in ifadesiyle umranın keşfi, tarihten tesadüfü kovan bir ihtilaldir. Çünkü o, "umran ilmini tesis etmiş, tarihin karanlıklarını aydınlatmaya, maziyi örten yoğun hurafe ve efsane bulutlarını dağıtmaya çalışmıştır. İbn Haldun, umran ilmini tarih için bir vasıta olarak görmüştür. Lakin onun nazarında tarih, medeniyet, beşeriyet ve kültür tarihi olduğundan bir içtimai felsefe kurabilmiştir. Ona göre aslında tarih de bir nevi umran ilmidir." Meriç, umran'ı, "geniş manasıyla medeniyet, yani: bir kavmin yaptıklarının ve yarattıklarının bütünü, içtimai ve dinî düzen, âdetler ve inançlar" olarak tanımlamaktadır. Ancak Uludağ, İbn Haldun'un umrana yüklediği mananın medeniyet tabirinden daha şumullü, umumi ve ilmî olduğunu söyler.

İbn Haldun'a göre, insanî toplanma, dünyanın bayındırlığı (umran) anlamına gelir. Bu zorunludur. Çünkü, insan, tabiatı gereği medenîdir. Yani medenî topluluk -ki bu kenttir- insan türü ve bekası için zorunludur. Umranın anlamı işte budur.52

İbn Haldun umranı iki kategoride inceler ve medeniyetin bu aşamalar sonucunda oluştuğunu belirtir:

a)Bedevî umran:

Bedevîlik yani badiye hayatı, ne çöl hayatını ve ne de köy veya kır hayatını ifade etmekte belki de bunların hepsini içermekte, bedevilerin oturduğu ve dolaştığı her bölgeyi, göçebelikten yarı göçebeliğe ve hatta kısmen göçebe köylü hayatına kadar her durumu içine almaktadır. Bugün sosyo-kültürel anlamda bu kavramı "köylülük" ile ifade edebiliriz. Bedevi umran ayrıca üç alt kategoriyi de içerir.

b)Hadarî umran:

Hadarî umran ise şehir hayatına veya yerleşik hayata karşılık olmaktadır. Hadarîlik' de bugün "şehirlilik" olarak ifade edilebilir.

Umran olgusunun İbn Haldun'a göre üç özelliği vardır:

1) Tabiîdir: İnsan toplumu tabiidir, insan tabiatı gereği sosyaldir, tek başına yaşayamaz.
2) Organiktir: İnsan toplumunun belli bir biçimde gelişmesi zorunludur.
3) Fonksiyoneldir: Bireyler, iyi yaptıkları ve belli ustalıklar kazandıkları belli bir işte uzmanlaşmaya yönelirler.

İbn Haldun'un "bedevîlerin umran ve medeniyetin aslı olduğunu vurgulamasına", "göçebe cemiyetini şehir hayatının tenevvüü ile mukayese ederken göçebeliğe karşı belli bir temayül göstermesine" rağmen onun asıl varmak istediği hedef İslam'ın bir medeniyet oluşturduğu tezidir. Çünkü o, "insanın daima çalışarak yöneldiği hedef, mütemeddin bir hayatın ve kültürün meydana getirilmesidir" der. İbn Haldun ünlü eserinde göçebe hayatı ile şehirli arasındaki farklardan detaylı olarak bahseder. Bedevilerin "saf"lıklarını daha çok koruduklarını, şehirlilerin, asabiyet teorisinde de belirteceğimiz gibi, zamanla yozlaşabildiklerini, medeniyetin zirveye ulaşmasıyla birlikte zevâle doğru indiğini ve tarih görüşünde de bahsettiğimiz gibi bu çöküşün dairesel olarak yeniden bir oluşu başlattığını belirtir. Ancak onun üzerinde durduğu nokta bu mekanizmayı ayrıntılarıyla belirtmekten ziyade Rosenthal'in de işaret ettiği gibi, "İslam'ın cihanşumül bir beşer medeniyeti oluşunu" ortaya koymaktır. Çünkü o, "İslam medeniyetinin bütün müslüman dünyasının müşterek mahsulü olduğunu iddia ediyor. O, pek haklı olarak, müslüman medeniyetini, ondan önce gelmiş olanlardan üstün tutuyor. Bununla beraber inhitata doğru gittiğini de söylüyor."

İbn Haldun, kültürün ve medeniyetin gelişmesi için gerekli olan "ilimler, ancak büyük bir umranın ve yüksek bir hararetin bulunduğu yerde gelişir" diyerek "medeniyetin, bedevîlerle değil, hadarîlerle içiçe" olduğunu belirtir. Çünkü İbn Haldun da bilmektedir ki "İslam medeniyeti bir şehir medeniyetidir". "İslam'ın doğuş yıllarında Arabistan'da şehir hayatının antitezi bedevîlikti" Yine aynı yazar, İslam'ın bedevîliğin değil hadar'ın yerleşik bölgelerdeki kabilelerin dini olduğu iddiasına delil olarak Kur'an'ın Tevbe Suresi'indeki 97.ayeti göstermektedir: "Bedevîlerin küfür ve nifakları her yönden daha ileridir." Yazara göre Kur'an bedevî çölünü inançsızlık ve isyanda şiddetli bir bölge (Al-A'rabü eşeddü küfran) olarak nitelemektedir.

Peygamberimizin hicretten sonra "Yesrib"i "Medine" yapması ve bütün kurumlarıyla İslam şehri modelini oluşturmak için gayreti dikkate değerdir.

Yine gelişme devrinde İslam devleti iki büyük şehir inşa ederek "temeddün" kabiliyetini isbat etmiştir. Bu şehirler Bağdat ve Kahire idi. Bizzat müslümanlar tarafından planlanan ve hayata geçirilen bu şehirlerde İslam, gündelik hayata dair tezlerini kuvvetle ifade edebildi. Gündelik hayat, İslam'ın menşurundan bu şehirlerde yeni değerler buldu.

Çünkü şehir değişimin bir temsilcisidir. Fikirler kök salar, bilgiler artar, düşünceler değişir veya zedelenir, böylece insanlar öğrenirler. Yani şehir bizim enerjimizi alır ama karşılığında bizi şehirli olduğumuz için besler. Şehir ve medeniyet, etimolojik olarak da anlaşıldığı gibi her ikisi de insanın sosyal yapıya ve istikrarlı bir yönetime duyduğu ihtiyacın ifadesidir.

İbn Haldun'a göre kentlilerin "sorumluluk"u daha büyüktür. Çünkü medeniyetin çöküşü onların görevlerini hakkıyla yapmaması, şehirde yaşamalarına rağmen şehirli değerlerini yavaş yavaş kaybetmeleri ile hızlanmaktadır. İzzetbegoviç de dindarlığın şehrin büyümesiyle azaldığını belirtmektedir. Ancak yaptığı açıklamalarda bahsettiği şehrin tabiattan uzak, beton yığını olan bugünkü modern(!) şehir olduğunu anlıyoruz.

Rahatlıkla söyleyebiliriz ki hiçbir din köyden doğmamıştır, hiçbir peygamber köylü değildir. Her din şehirden doğar, en sonra köye ulaşır. İbn Haldun'un da belirttiği gibi şehir kültürünün çöküşünde ise dinler için köyler en son sığınak olurlar. Ancak onların dine bakışları samimi de olsa derinliksiz, kaba ve basittir.

Şimdi de İbn Haldun'un oluşturduğu yeni ilmin ikinci anahtarına kısaca göz atalım. Umranla asabiyetin birbirini açıkladığını ve tamamladığını belirtebiliriz.


www.dostyurdu.com

Hadis-i Şerif
Sitene Ekle
Esma-ul Husna
sitene ekle

Google Pagerank Checker
www.HalilAlpaslan.COM



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol